Konya’da tipik bir karasal iklim gözlenmektedir. Şehirde yazları sıcak ve kurak, kış mevsimleri ise soğuk ve kar yağışlı geçmektedir.
Konya’yı ziyaret etme amacı Mevlana ve Mevlevi kültürü odaklı olanlara; şehri Şeb-i Arûs kutlamalarının gerçekleştirildiği aralık ayında ziyaret etmeleri önerilmektedir.
Her ne kadar şehir; genellikle soğuk ve yağışlı olsa da, bu dönemde kentte görülmeye değer görkemli anma törenleri, kutlamalar ve etkinlikler gerçekleştirilmektedir.
Amacınız; genel olarak şehri keşfetmek ve gezmek ise, güneşli ve sıcak bir havanın yani ilkbahar ve yaz mevsimlerinin seyahatinizi planlamak adına daha uygun olduğunu söyleyebiliriz.
Mevlânâ Müzesi
Günümüzde Mevlana Müzesi olarak isimlendirilen alan, geçmişte Mevlana Dergâhı olarak kullanılmaktaydı. Mevlana Dergâhı’nın bu alana kurulmasından önce ise mekân, Selçuk Sarayı’nın Gül Bahçesi idi.
Söylentiye göre bir gün dönemin sultanı Alâeddin Keykubad ve Mevlâna'nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled, Gül Bahçesi’nde gezintiye çıkmışlardır.
Bâhaeddin Veled’in "buraya her gelişimde gelecekteki torunlarımın gül kokularını hissediyorum" demesi üzerine; Sultan Alâeddin Keykubad, bahçeyi Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled’e hediye etmiştir.
Mevlana’nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled öldüğünde, Gül Bahçesi’ne gömülmüştür. Ardından mekân, Mevlana’nın Dergâhı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Mevlana’nın ölümünün ardından alan içerisine hem Mevlana’nın gömülmesi için Yeşil Türbe hem de Mevlana’nın babası Sultânü'l-Ulemâ Bâhaeddin Veled’in mezarının üzerine bir türbe inşa edilmiştir.
Bu tarihten sonra alan içerisinde yapı faaliyetleri hiç durmamış ve burası, büyük bir kompleks hâline getirilmiştir.
Mevlevî Dergâhı, 1926 yılında "Konya Âsâr-ı Âtîka Müzesi" adı verilerek müzeye dönüştürülmüştür.1954 yılında ise müzenin adı "Mevlâna Müzesi" olarak değiştirilmiştir.
Bahçesi ile birlikte 18.000 m²’lik bir alanı kapsayan komplekse, Dervîşân Kapısı’ndan girilmektedir.
Alan içerisinde Matbah (yemekhane) bölümü, Susmuşlar Kapısı, Hürrem Paşa Türbesi, Tilavet Odası, Huzûr-ı Pîr Türbesi, Semâhâne, Mescid, Derviş Hücreleri, Sinan Paşa, Fatma Hatun ve Hasan Paşa türbeleri, Şeb-i Arûs havuzu, Gül Bahçesi ve Selsebil Çeşmesi gibi bölümler bulunmaktadır.
Kültür Bakanlığı’na en çok gelir getiren ikinci müze olma özelliğine sahip Mevlana Müzesi, Konya’yı ziyaret eden her turistin mutlaka uğraması gereken önemli gezi duraklarından biridir.
Adres: Mevlana Mahallesi, Konya
Telefon: (+90) 332 351 12 15
Web: www.kultur.gov.tr/genel/SanalMuzeler/mevlana-tr/index.html
Konya Arkeoloji Müzesi
1962 yılında kurulmuş olan Konya Arkeoloji Müzesi’nde Neolitik Çağdan başlamak üzere, Eski Tunç, Orta Tunç, Demir (Frig, Urartu) Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans devirlerine ait eserler sergilenmektedir.
Müze; her biri kendi içerisinde birçok farklı bölüme ayrılan Prehistorik Eserler, Demir Çağı Eserleri, Roma Çağı ve Sikke Bölümü olmak üzere dört ana sergi alanına ayrılmaktadır.
Ayrıca müzenin bahçe kısmında da Bizans ve Roma devirlerine ait çeşitli eserler sergilenmektedir.
Konya Arkeoloji Müzesi’nin, zengin bir içeriğe ev sahipliği yapması ve şehirde ziyaret edilebilecek en prestijli kültür merkezlerinden biri olması dolayısıyla tarih meraklısı gezginlerin ziyaret listesinde mutlaka yer alması önerilmektedir.
Adres: Larende Caddesi, Sahip Ata, Konya
Telefon: (+90) 332 351 89 58
Web: www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,43874/konya-arkeoloji-muzesi.html
Alaaddin Tepesi ve Alaaddin Camii
Alaaddin Tepesi, Konya’nın Karatay ilçesi sınırları içerisinde bulunan 450 x 350 metre boyunda, 20 metre yüksekliğinde bir coğrafi oluşumdur.
Mekân aslında, tarih öncesi devirlerde kullanıldığı bilinen bir yerleşim alanıdır ve dolayısıyla Alaaddin Höyüğü olarak da adlandırılmaktadır.
Alaaddin Tepesi üzerinde bulunan en önemli tarihî yapı, Selçuklular döneminde inşa edilmiş olan Alâeddin Camii ve caminin yanında yer alan kümbetlerdir.
Alaaddin Camii’nin mimari açıdan en göz alıcı bölümü, kuzey cephesidir. Caminin kuzey cephesinde; irili ufaklı 21 küçük pencere, giriş bölümünde sivri uçlu iki hücre bölümü ve Selçuklu mimarisinin özelliklerini gözler önüne seren kesme taş ve iki renkli mermer kullanılarak yapılmış göz alıcı süslemelerle bezeli bir portal bölümü yer almaktadır.
Camii’nin avlusundaki II. Kılıç Arslan tarafından inşa ettirilmiş olan büyük kümbet bölümü ise, II. Kılıç Arslan da dâhil olmak üzere sekiz sultanın mezarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu bölüme, Sultanlar Türbesi adı da verilmektedir.
Alaaddin Tepesi, yapılan yeşillendirme çalışmaları sayesinde günümüzde yemyeşil bir mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Tepe üzerinde birçok çay bahçesi ve kafe bulunmaktadır.
Adres: Karatay bölgesi, Şehir Merkezi, Konya
Şemsi Tebrizî Mescidi ve Türbesi
Alaaddin Tepesi’nin doğu bölümünde eskiden mezarlık olduğu bilinen Şems Parkı’nın içerisindeki Şems-i Tebrîzî Mescidi ve Türbesi, birbirine bitişik iki yapıdan oluşmaktadır.
Şems-i Tebrizî’nin gömülü olduğu düşünülen türbe bölümü, klasik Selçuklu mimarisine sahiptir.
13. yüzyılda inşa edildiği söylenen caminin yapıldığı yıl, tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapının 1510 yılında Abdürrezzak oğlu Emir İshak Bey tarafından restore edildiği bilinmektedir.
Şemsi Tebrizî Mescidi ve Türbesi, Konya’da en çok ziyaret edilen gezi duraklarından biri olma özelliğine sahiptir.
Adres: Şehir merkezi, Konya
Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesi
1251 yılında Emir Celâleddin Karatay tarafından inşa ettirilmiş olan Karatay Medresesi, Osmanlı devrinde oldukça faal biçimde kullanılmasının ardından 19. yüzyılın sonlarında terk edilen dinî eğitim merkezidir.
Karatay Medresesi, 1955 yılında Çini Eserleri Müzesi adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.
Müze içerisinde hem medresenin kendi duvarlarında yer alan çini süslemeler, hem Kılıçarslan Köşkü buluntuları arasında yer alan minaî tekniği ile yapılan çiniler hem de Beyşehir Gölü kenarındaki Kubad-Abad Sarayı’ndan kazı çalışmaları ile çıkarılmış duvar çinileri, çini ve cam tabaklar sergilenmektedir.
Müzede ayrıca Osmanlı ve Selçuklu dönemlerine ait seramik eserlerin yer aldığı bir sergi alanı bulunmaktadır.
Adres: Alaaddin Tepesi karşısı, Konya
Web: www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44265/konya-karatay-cini-eserleri-muzesi.html
İnceminare Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi
Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi, İnceminare Medresesi içerisinde kuruludur.
İnceminare Medresesi, Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus döneminde 1258 - 1279 yılları arasında zamanın veziri Sahip Ata Fahreddin Âli’nin isteği üzerine Mimar Abdullah bin Keluk tarafından inşa edilmiştir.
Selçuklu devri taş işçiliğinin en güzel örnekleri arasında gösterilen medrese, zamanında hadis ilminin öğretilmesi amacıyla hizmet vermiştir.
Günümüzde Taş ve Ahşap Eserleri Müzesi’ne dönüştürülen yapı içerisinde Selçuklular’ın sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel örnekleri sergilenmektedir.
Ayrıca müze Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı devirlerine ait kitabeler, mezar taşları ile sandukalara ve Konya Kalesi’ne ait rölyefler, ahşap tavan göbeği, kapı ve pencere kanatları gibi süslemelere ev sahipliği yapmaktadır.
Adres: Alaaddin Tepesi karşısı, Konya
Japon Kyoto Parkı
Konya’nın en ilgi çekici yeşil alanlarından biri olan Japon Kyoto Parkı, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Japon mimarisine uygun olarak Konya’nın kardeş şehri olan Kyoto ile ilişkilerini geliştirmek amacı ile inşa edilmiştir.
30 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan parkın yapım çalışmaları esnasında Japonya’dan mühendisler getirilmiş ve Kyoto Belediyesi ile sürekli görüş alışverişi yapılarak çalışmalar tamamlanmıştır.
Japon Kyoto Parkı, farklı mimari yapısı ile Konya’da en çok ilgi gören ve turist çeken açık hava gezi duraklarından biridir.
Park içerisinde 4 bin metrekarelik dev bir gölet, gölet üzerinde çeşitli küçük süs adaları, Japon bahçesi, kamelya bölümü, seyir terasları bölümü, Japon ağaç ve bitkileri, çay evi bölümü, taş ve ahşap köprüler ve taş fenerler bulunmaktadır.
Adres: Sancak Mahallesi, Furkan Sokak, Selçuk, Konya
Telefon: (+90) 332 261 23 03
Web: www.konya.bel.tr/360/japon1.html
Konya Türbeleri
Konya ve inanç turizmi denildiğinde akla gelen ilk şeylerden biri de tarihî türbelerdir.
Konya’da çok sayıda tarihî türbe bulunmaktadır. Bunların en ünlüleri hiç kuşkusuz ki Mevlana Türbesi, Şems-i Tebrizi’nin Türbesi ve Alaaddin Camii’nin içerisinde yer alan Sultanlar Türbesi’dir.
Bu mekânlar haricinde şehirde en çok ziyaret edilen diğer türbeler arasında Nasreddin Hoca Türbesi, Gömeç Hatun Türbesi, Pir Sultan Abdal Türbesi ve Tavsubaba Türbesi yer almaktadır.
Konya'nın Akşehir ilçesinde yer alan Nasreddin Hoca Türbesi, yeşil külah biçiminde çatısı ve restorasyon görmüş bakımlı yapısıyla sevilen Türk kahramanının onuruna inşa edilmiş küçük bir mekândır.
Musalla Mezarlığı mevkiinde yer alan Gömeç Hatun Türbesi ise, Selçuklu mimarisinin şehirde bulunan en güzel örneklerinden biridir. Türbe, Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıç Aslan'ın karısı Gömeç Hatun'a aittir.
Pir Sultan Abdal Türbesi, kesme taştan inşa edilmiş mimari yapısıyla oldukça görkemli bir görünüme sahiptir.
Meram ilçesinde yer alan Tavsubaba Türbesi ise, şehrin en gizemli dinî yapılarından biridir. Yüzyıllardır bu türbede yatan kişinin, kadın mı yoksa erkek mi olduğu merak konusudur.
Mimari açıdan son derece sade bir yapıya sahip olan türbenin cazibesi, Mevlana döneminde Meram bağlarına gelip yerleşen ve Mevlana aşkı ile yanıp tutuştuğu bilinen o zat-ı muhteremin gizeminden kaynaklanmaktadır.
Konya Camileri
Konya, inanç turizmi konusunda, Türkiye’nin gözde merkezlerindendir. Şehirde bulunan tarihî cami sayısı oldukça fazladır. Konya’yı ziyaret edip de, en azından birkaç tarihî camiyi gezmemek olmaz.
Seyahat rotanıza dâhil edebileceğiniz, şehir merkezinde turistik açıdan en popüler camiler arasında; Aziziye Camii, İplikçi Camii, Selimiye Camii ve Şerafeddin Camii yer almaktadır.
1897 yılında Sultan Abdülaziz’in katkılarıyla inşa ettirilen Türbe Sokak üzerindeki Aziziye Camii, Osmanlı ve Barok mimari stillerinin göz alıcı bir karışımından oluşmaktadır.
Taş ve mermer işçiliği, etkileyici bir güzellikte olan camii; ayrıca pencerelerinin, giriş kapısından büyük olmasıyla da ünlüdür.
Alaaddin Caddesi üzerinde yer alan İplikçi Camii; 1201 yılında Şemseddin Altınoba tarafından inşa edilmiş, 1332 yılında ise Somuncu Ebubekir tarafından restore edilmiştir.
İplikçiler Çarşı’sında bulunduğu için camiye, İplikçi ismi verilmiştir.
İplikçi Camii’nin hemen karşısında yer alan Şerafeddin Camii’nin ise adını, Selçuklu döneminde yaşamış âlimlerden biri olan Şeyh Şerâfeddin’den aldığı bilinmektedir.
Camii’nin kitabesi olmadığından tam olarak kaç yılında inşa edildiği hakkında bir bilgi yoktur.
Ancak camii ilk olarak Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından 1244 yılında, ikinci olarak ise 1636 yılında Mehmed Çavuşoğlu Memi Bey tarafından restore ettirilmiştir.
Şerafeddin Camii, klasik Osmanlı mimari stiline sahiptir.
Mevlana Müzesi’nin hemen yanında yer alan Selimiye Camii; Kanuni Sultan Süleyman’ın arzusu üzerine inşa edilmeye başlanmış, 1587 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Sultan II. Selim’in padişahlığı döneminde tamamlanmıştır.
Selimiye Camii’nin kuzey giriş kapısı ve iç bölümündeki minber ve mihrap bölümleri, mermer işçiliğinin en göz alıcı örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Camii, Konya’da bulunan klasik Osmanlı mimarisi ile yapılmış eserlerin en görkemli olanıdır.
Adres: Şehir Merkezi, Konya
Şehrin dışında kalan yerler
Konya’nın hemen dışında, farklı seyahat anıları edinmenizi sağlayacak birçok gezi rotası bulunmaktadır.
Çatalhöyük Neolitik Kenti
2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi kapsamı altına alınan Çatalhöyük Neolitik Kenti, Konya’nın Çumra ilçesinin 11 kilometre kuzeyinde yer almaktadır.
Dünyada insanoğlunun ilk toplu yerleşime geçtiği ve tarım ve avcılığa başladığı yerlerden biri olan Çatalhöyük, ziyaretçilerine Neolitik ve Kalkolitik Çağlar’da yaşamın nasıl olduğu hakkında ipuçları veren önemli bir gezi durağıdır.
Çatalhöyük bölgesi içerisinde yer alan höyüklerde 2000 yıl kesintisiz yerleşim olduğu ve 8000’den fazla insanın yaşamış olduğu bildirilmektedir.
Çatalhöyük’e, Konya şehir merkezindeki turizm firmalarının düzenlediği gezi turlarına katılarak servisler aracılığı ile gidebilir ve bölgeyi rehberler eşliğinde gezebilirsiniz.
Kişisel bir Çatalhöyük turu yapmak için ise, Konya şehir merkezindeki Fuar durağından geçen 26 numaralı Karaman Yolu otobüslerine binebilirsiniz.
Adres: Konya’nın 52 kilometre güneydoğusu
Gevale Kalesi
Konya şehir merkezinin 13 kilometre batısındaki Takkelidağ’ın tepesinde bulunan Gevale Kalesi, Selçuklular döneminden kalan ve tıpkı bir kartal yuvasını andıran tarihî gezi durağıdır.
Selçuklu hanedanını, Haçlı seferleri esnasında koruyan ve şehrin savunulmasında önemli bir yer edinen kale; daha sonraları Fatih Sultan Mehmet döneminde her nedense gözden düşmüş ve aynı dönemde bölgede gerçekleştirilen bir savaş esnasında top atışları ile yerle bir edilmiştir.
2012 yılında Selçuk Belediyesi tarafından restore edilen ve çevresinde arkeolojik kazı çalışmaları gerçekleştirilen kalenin bazı bölümleri, günümüzde yeniden ziyarete açılmıştır.
Kale bölgesine gezi turları düzenleyen seyahat acentaları, ziyaretçileri bölgeye genellikle özel servis araçları ile götürmektedir.
Bu gezi turlarına katılarak bölgeye kolaylıkla ulaşabilir ve mekânı, tarihsel geçmişi hakkında bilgi aktaran rehberler aracılığı ile gezme ayrıcalığına sahip olabilirsiniz.
Kaleye ulaşmanın bir diğer yolu ise özel araç kiralayarak bireysel bir keşif gezisi yapmaktır.
Adres: Konya şehir merkezinin 13 kilometre batısı
Kilistra Antik Kenti
Konya şehir merkezinin 49 kilometre güneybatısında bulunan Kilistra Antik Kenti, volkanik tüf kayaların içerisine oyulmuş peribacası stili Helenistik ve Roma döneminden kalma yapılardan oluşmaktadır.
Yeni adıyla Gökyurt Antik Kenti olarak da bilinen bölge, tanıtımsızlık nedeni ile oldukça önemli bir tarihî miras olmasına karşın henüz turizm açısından popülarite kazanamamış bir konumda bulunmaktadır.
Kral Yolu üzerinde bulunan Kilistra Antik Kenti’ne özellikle Bizans döneminde yoğun bir yerleşim olduğu bilinmektedir.
Tıpkı Kapadokya’da olduğu gibi burada da peribacalarının içerisinde sarnıç, kilise ve ev gibi farklı amaçlara hizmet eden yapı şekilleri gözlenmektedir.
Kilistra’da bulunan en ilginç yapılardan biri, bölgenin güneyinde konumlanmış haç planlı şapel olan Sandıkkaya’dır.
Zamanında içerisinde dinî törenlerin gerçekleştirildiği bilinen bu şapel, içten ve dıştan yekpare bir kayaya oyulmuştur ve bu açıdan benzersiz bir yapı olma özelliğine sahiptir.
Kilistra Antik Kenti’ne, Konya şehir merkezi içerisinde bulunan seyahat acentelerince günübirlik gezi turları düzenlenmektedir.
Adres: Konya’nın 49 kilometre güneybatısı